Alman dili birçok açıdan çok özel bir dildir. Diller, sadece yüzyıllardır insanlar tarafından anadil olarak konuşulmakla kalmayıp, aynı zamanda kendilerini yenileyebildikleri için de hayat bulurlar. Bir dilin kendini yenileyebilmesi de onun özellikle canlı olmasına katkıda bulunur. Almanca özellikle yenilenme yeteneğine sahiptir. Her yıl yeni sözcükler üretilir. Bu yeni sözcükler neolojizm olarak bilinir.
Gençlik dilinin yanı sıra belirli lehçeler, belirli grupların dil stilleri, İngilizce'den ödünç kelimeler ve belirli bir konu alanındaki uzmanlaşmış kelimeler sürekli olarak yeni kelimelere ilham kaynağı olmaktadır. Hatta bu sözcüklerden bazıları Düden sözlüğünde yer almakta ve standart dil olarak kabul edilmektedir. Örneğin google sözcüğü sözlükte yerini aldı ve daha birçok neolojizm de son yıllarda standart Almanca sözcük dağarcığına dahil edildi. İngilizcede olmayan bir sözcük olan cep telefonu bile artık Almanya'da sağlam bir şekilde yerleşmiş durumda. Dilin yenilenmesinde özellikle gençlik dili etkin. Bunun bir nedeni de gençlerin kendilerini yetişkin dünyasından özel bir dille ayırmak istemeleri.
Almanya'daki gençler gençlik diliyle bunu her zaman başarmışlardır. Bazı neolojizmler sadece birkaç yıl yaşar ve sonra tekrar kaybolur. Diğer neolojizmler ise kendilerini dilin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ettirmeyi başarıyor. Bu durumda artık sadece gençler tarafından kullanılmıyor, birçok yetişkin tarafından da benimseniyor. Bazı insanlar yeni kelime yaratımlarına şüpheyle yaklaşırken, diğerleri bunları bir avantaj olarak görüyor. Aslında Almanca'da her yıl ortaya çıkan çok sayıda yeni sözcük bir dezavantaj değil. Sadece Alman diliyle ne kadar çok şey yapılabileceğini gösteriyor.
Yeni kelimeler sadece daha önce var olmayan bazı araçları tanımlamakla kalmıyor. Aynı zamanda insanların kendi dünya görüşlerini çok iyi ifade edebilmelerini de sağlıyorlar. Her kelime dünyaya belli bir bakış açısı getirir. Bir dil ne kadar çok kelimeye sahipse ve ne kadar çok insana yeni kelimeler sağlıyorsa, bu bakış açıları da o kadar çeşitlenir. Bu anlamda, Almanya'daki çok sayıda yeni kelime, Almanya'da var olan bakış açılarının çeşitliliğini de göstermektedir. Almanya tek taraflı baskın bir kültüre sahip bir ülke değildir. Çok farklı insanların ve hayata dair çok farklı bakış açılarının olduğu bir ülke. Bu farklı bakış açıları hem dili hem de kültürü zenginleştiriyor. Bu nedenle Almanya, dünyanın dört bir yanındaki yazarlar ve diğer sanatçılar tarafından bu kadar büyük saygı görüyor.
Dilbilimciler de Alman dilinin canlılığından özellikle memnun. Bilim insanlarına sürekli yeni araştırma olanakları sunuyor. Ayrıca halkın kendini ifade etmek için yeni yollar bulmasını sağlıyor. Bu nedenle yeni sözcük yaratımlarına ilişkin tüm çekinceler haklı değil. Gençlik dilini eleştirenlerin sandığı gibi bu tür sözcükler her zaman dilde bir gerilemeyi simgelemiyor. Bunlar aynı zamanda ülkedeki dilin çok özel niteliğini de sembolize edebilir. Ve bu nitelik için Almanya'yı sevmek gerekiyor. Burada dünyaya farklı bakış açılarını deneyimleyebilirsiniz.